Prostat kanserini teşhis etmek için iki yöntem mevcuttur. Birincisi parmakla rektal muayenedir (makattan parmak ile prostat muayenesi). İkincisi ise kanda PSA tayindir. DRE doktorun parmakla yaptığı fiziksel muayenedir. Parmak rektumun içine yerleştirilir, böylelikle doktor prostatın dış yüzeyini hissedebilir (Resim 2). Eğer prostatta sertlik (lokal ya da genel) ya da düzensizlik varsa prostat kanserinin işaretçisi olabilir.
PSA prostatın içerisindeki hücreler tarafından üretilen bir proteindir. PSA değeri kanda tetkik edilir. Sağlıklı bir prostattan fazla PSA salgılanmaz. Bu yüzden kandaki yüksek PSA değeri prostat kanserini işaret edebilir. İyi huylu prostat büyümesi, idrar yolu enfeksiyonu ya da prostat enfeksiyonu gibi başka sebepler de kandaki PSA değerinin yüksek çıkmasına sebep olabilir. Ayrıca, kandaki düşük PSA değeri de kesinlikle prostat kanseri olmadığı anlamına gelmez.
Erken evredeki (lokal) birçok prostat kanseri PSA düşük seviyelerde iken büyümeye başlar. Kandaki yüksek PSA değeri ABD’de prostat kanserinin teşhis edilmesindeki ilk sebeptir. Bu test belki başka şekilde teşhis edilemeyecek birçok prostat kanserinin bulunmasına ve tedavi edilmesine yardımcı olmuştur.
Yapılan bütün bu tarama testlerine ve muayeneye rağmen, prostat kanseri kesin tanısı için prostattan biyopsi alınması gerekir. Prostattan biyopsi alınması işlemi Transrektal Ultrasonografi eşliğinde makattan veya yumurtalıkların altından (bacak arasından)iğne ile yapılır .Patologlar hastalık sebebiyle vücut dokularında meydana gelen değişimleri inceleyen uzman kişilerdir. Biyopsiden sonra patolog prostat dokusu örneklerine mikroskop ile bakarak kanser olup olmadığını belirler. Biyopsi sonrası ciddi komplikasyonlar az görülür. Nadiren enfeksiyon yada rektal (makattan) kanama meydana gelebilir.
Eğer biopsi bacak arasından (trans perineal ) yöntemle alınır ise bu tür problemler görülmez.